YAZI: BURÇAK ŞENER
İstanbul’a yakınlığı, keşfe açık doğası, lezzetli zeytinleri ve çok daha fazlasıyla Ayvalık/Cunda hattı her zaman özellikle İstanbulluların favori lokasyonu… Cunda’nın şöhretinin yanında Ayvalık hakettiği değeri bulamasa da özellikle son 1-2 yıldır yükselişe geçen Ayvalık için Cunda’nın koltukta biraz yana kayması ve yer açması gerek. 4 mevsim için de harika bir destinasyon olan Ayvalık/Cunda hattını yakın merceğe alalım…
İstanbul’dan 4 saatlik bir araba yolculuğuyla ulaşabileceğiniz Ayvalık Rum’ların kıyağıyla görsel bir harika adeta…
Günbatımı, inanılmaz lezzetleri, dar sokakları, tüm dünyada nam salan zeytinleriyle bu cazip rota için küçük bir sonbahar hafta sonu turuna çıkalım…
*DESPOTEVİ:
Yunanistan’ın devlet olduğu gün Rum halkının sevinçten verdiği bağışlarla, Yunan egemenliği altındaki doğum yeri olan Cunda’ya gelen “Despot” (din adamı), 1862 yılında Despot Evi olarak bilinen bu binayı inşa ettirmiş. Despot’un ölümünden sonra, Osmanlı Devleti, Despot Evi’ni Sine Kilisesi’nden satın alarak Hükümet Binası olarak kullanmaya başlamış. 2019’a gelindiğinde ise restorasyon uygulama işini de tamamlanarak otel bugünki halini alarak tarih sosuyla dolu harika bir otel halini almış… Konaklama dışında ise özellikle SPA’sında masajı mutlaka takviminize ekleyin. Akşamüstü, yemek öncesi, bir kadeh şarap sonrası…
*VİNO ŞARAP & LİKÖR EVİ:
Cunda’da sanırım en sevdiğim yer. Geçen sayıdaki makarna/şarap sadakatimizle ilgili yazıyı da düşünürsek, pazar akşamı masaj sonrası Despot evi’nin hemen yakınındaki Vino Şarap Evi’ne yolumuzu düşürüyoruz tabii ki. Kendi yapımı şarapları ve deniz mahsüllü spagetti’si ise favorimiz.
*TAMAM MEYHANE:
Haftanın en havalı günü cumartesi akşamı için daracık, asma yapraklı bir sokakta yer alan Tamam’dan daha iyi bir öneri düşünemiyorum. Öncelikle servis/lezzet/sunum üçlüsünü de burada layıkıyla bulacağınıza emin olabilirsiniz. Ama rakı/balık/Ayvalık klişesiyle değil; çünkü harika ege lezzetleriyle sakat atı odağına alan bir menüsü var. Kemal beyden ısrarla kokoreçi istemeyi unutmayınız, belki şanslı gününüzdeyseniz zaman zaman yaptıkları bu lezzete denk gelebilirsiniz. Fonda çalan şarkılara da bizim için eşlik ederken bize bir kadeh kaldırmanızı rica edeceğim.
*PİNO CAFE AYVALIK:
Tamam’da bitirdiğiniz cumartesi gününü pazar kahvaltısıyla taçlandırmaya hazır mısınız? Ayvalık’da Macaron’un biraz yukarısında yer alan Pino Cafe’nin mutfağından 6 senedir şahane kahvaltılar çıkıyor. French Toast ve İspanyol omlete özellikle şans verin deriz.
*PATRİÇA:
Patriça Koyu ya da Patriça Plajı olarak anılan bu muhteşem tatil noktasından henüz yolunuz geçmediyse rotanıza yeni bir güzergah eklemeye hazır olun. Eski ve terk edilmiş bu inanılmaz Rum Köyüne hayran kalacaksınız. Bizim favori Patriçe rutinimiz ise şöyle; cumartesi sabahı, üzerimize underthepalmtree.co pançolarımız, termosta kahvemiz ve fonda Gypsy Queens…
[shoppable_image id=”40374″]
*SADE CUNDA:
Sakin bir bahçede tüm gün mutfaktan çıkan lezzetler mi dedi birisi… Kahvaltısını özellikle önersek de kahve molası için de aklınızda olsun.
*CUNDA KÖRFEZ RESTORAN:
Salih beyin sohbetine müdavim olağınız Körfez’i mutlaka rotanıza ekleyin. Özellikle sonbaharda daha da keyif alacağınız mekanın ege mezeleriyle bambaşka bir gastronomi keyfine ışınlanacaksınız.
AYVALIK/CUNDA HATTINDA YAPMADAN DÖNME!
*Cunda’da bulunan zeytinci Gözde’den sabun ve yeşil zeytin almadan dönme.
*Ayvalık Macaron’da sakızlı muhallebi yemeden sakın dönme.
*Bir bisiklet kiralayıp Ayvalık Sarımsaklı hattının tadını çıkarmadan dönme.
*Ayvalık’taki eski bir Boşnak Mahallesi olan Küçükköy’ün sokaklarında kaybolmadan şehre dönme.
*Ayvalığın tüm sokaklarından kaybolmadan asla dönme!
